tracker
nevsehir-06

   
  ηєνƒм єgℓєη¢єηιη α∂яєѕι
  Fıkralar
 

 

                                   
                              KEPİRLİ HASTA
 
Kepirli karı koca doktora giderler.Doktor hasta hanıma sorar
–Teyze neren ağrıyor ?
_Emmimğilden yanı ağrıyor yavrum
 -Peki ne zamandan beri ağrıyor
_valla bilmemki, Alayonuzun selbinin düğününden beri ağrıyor.
_ Allah Allah İshal varmı teyze ?
_ Olmaz olurmu yavrum, karnım gürül gürül oluyor,Hatta bi oluyo o elindeki çay varya onun gibi bardağa koy iç.
_Hele bi oluyor gabız neyim oluyom o zaman fındık gimi gır gır ye.
_Hatta bazen sakız gimi oluyo al ağzına çiğne.
_Kalk kalk teyze sende bir şey yok naz seninki naz. 
  Hele hele doktora Eşşek kadar doktor olmuş bi hastalığımı bilemedi

 
                        
MUHANET 
   
Kepirli seydali amca teravih namazına geç kalır.Koşa koşa camiye girer bakarki herkes namaza başlamış,o da en arkadaki safa durur.Rekatları eksik kılmamak için Sağında duran köylüye sorar,
***Arkadaş kaçıncı rekatdasınız ?
Adam cevap vermez,bu sefer solunda ki adama sorar,
***Yav arkadaş kaçıncı rekatdasınız konuşsana,Namaza duran adamlardan ses çıkmayınca seydali emmi çok sinirlenir ve;
***Gonuşmayın baalım muhanedin anasını avradını...S.... der ve Allahu ekber der namaza başlar


                     
EŞŞEĞİN İNADI
''Tekellerin Alinin eşşeği gibi inat olma derler'' Hikayesi Eskiden köylerde akşam olunca Ahıra gölük görmeye inilirdi.(Yani hayvanlara yem,saman dökmek için) Tekellerin Ali akşam ahıra iner ve ineklere saman ve yemini döker,sıra eşşeğe yem vermeye gelince Ali amcamın hafta saman dökebilmesi için eşşeğin kenara çekilip önüne geçmesi gerekiyor. Eşşeği hafifden biraz yiter,Ancak eşşek Ali amcayı var gücüyle geri yiter. Ali amca;
***Çüüüüüşşşş kenara çekil bire hayvan der ama eşşek aynı güçle amcamı geri yiter.Ali amca onu yiter eşşek de amcamı yiter,Ali amcam bir türlü eşşegin önüne geçemez.
***Demek bana inat yapıyorsun ha... Kenarda duran küreği alır eşşeğe omuzunu verir yite yite kenara çekince küreği eşşeğin karnına dayar.
***Hah şimdi yitde görelim eşşeglueşşek Deyip ahırdaki bütün işlerini görür,ahırdan çıkar gider, Sabah olupda sıgır katmaya gelen Ali amca bi bakarki akşamdan kürek dayadığı eşşek hala küregi yitmektedir,bütün kıllarından ter akmaktadır.
***Vay anasına bi eşşekde bu kadar inat olurmu


                 ŞIKŞIĞIN HALIT ILE CİN
    Şıkşığın Halit abi geceleri karanlıktan çok korkan bir köylümüzdür.Sanki cinler onu yakalayacakmış gibi olurmuş,
Bir gün ahırda koyunlara yem döktükten sonra işini bitirir ve dışarı çıkması gerekir.Ancak hava karardığı için ahırın lambasını söndürüp de dışarı çıkamaz.Çünkü lambanın düğmesi ahırın içindeki direktedir.Söndürdükten sonra birkaç adım atıp dışarıya öyle çıkması lazım.Ama bir türlü bu işi yapamaz.Kapının agzına gelip çocuklarına bagırır
***Cengiizzz,Haccaaa
ama kimseden ses gelmez
Lambayı da yanarak bırakmak istemez,
kendi kendine söylenir
***yonan dölleri bu sıpalar beni korkudan öldürecek,bakale hiç ses veren varmı.
Halit abi son bir cesaretle lambayı söndürür ve hızla dışarı dogru koşar;
Ancak kapının zembelegine ceketinin ucu takılır,ayagının biri içerde biri dışarda, o kadar çok korkar ki kendisini arkadan cin yakaladı zanneder,dönüpde arkasına bile bakamaz.Bir iki yekinir ama kurtulamaz.bakmış kurtuluş yok cinden, başlamış yalvarmaya;
***Cin kurban olayım nolur bırak beni çoluk çocuğum var dese de cin onu bırakmaz
***Yav cin bıraksana beni der ve bildiği bütün dualarıda okur,ama kapı zembeleğine takılan ceketini bir türlü kurtaramaz;
***Anasını avradını s....min cini goyursana beni deyipde asılınca cektinin yarısı kapıda kalır ve yırtarak kurtulur o sırada oglu cengiz babasının bagırmasıyla dışarı çıkar çok korkan babası cengizi görür görmez ........mına godugumun çocuğu içerde cin beni öldürüyordu sen nirdeydin deyip cengize okkalı bir tokat atar.


                GOCA OKÜZ ILE TOSUN
 
*Kepirli olan kocaöküz (Süleyman) ile Tosun (Yusuf) Kavga ederler.Gaykaz (Hasan) ile Kasap (Üssük) de şahit olurlar.Eli yüzü kan revan içinde olan tosun solugu ortaköydeki savcının yanında alır.Olayı bir bir anlatır. Savcıda tarafları celpname ile mahkemeye çagırır.
*Hakim : Anlatın bakalım niye kavga ettiniz.
*Tosun : Hakim bey koca öküz benim tarlanın tırmanını sürmüş.Niye sürdün demeye kalmadı kocaöküz üzerime holadı.Aha kasap ile gaykaz da şahit.
*Kocaöküz : Yalan vallaha hakim bey önce o bana holadı.
*Kasap : Hakim bey inanın ikiside mal bunların.Yan bakmayla kavga ettiler.ondan sonada dananın kuyruğu koptu.
*Hakim : Ne lan burasını hayvanat bahçesine çevirdiniz. ...Mübaşir at bu hayvanları dışarı.


                 
        CACIK CALBA     
   
Kepirli kadının biri (İsim vermek istemedim) Ortaköy Devlet Hastahanesi'ne muayeneye gider. Rengi solmuş, zayıf ve halsiz düşmüştür. Yeni mezun doktor kendisine sorar:
- Teyzecimm ne yedin böyle
- Cacık calba
Doktor, kadının cevabını anlamaz ve tekrar sorar:
- Anlamadım, ne yedin?
Kadın cevap verir:
- Doktor bey; senin anlayacağın bor bok işte. 

                            
NAMAZ
Koca öküz (Süleyman çelik) karısı bahar bacıya;
***Yav avrat ben namaz kılmasını bilmiyorum arkadaşlar camiye gidiyorlar ben çok utanıyorum sen bana namaz kılmayı ögretirmisin?
***Tabi herif öğretirim.
***Bak şimdi önce ayakta iken sübhanekeyi elhamı bide gulfüyü okudunmu secdeye bi kere yat kalk ondan sonra aynısını bi daha oku otur.Oturuncada ettahüyatüyü oku saga sola selam ver tamammı.Koca öküz
*** Tamam hanım ögrendim kendim kılarım artık der.
***Bak herif okumaları açıkdan okuda ben takip edeyim yanlışmı okuyon dogrumu; Koca öküz(Süleyman amca )
***Allahü ekber der ve namaza başlar, başdan ne okuyacağını unutur ve ettahüyatüden başlar. Bahar bacı çok gızar
***aaall ayakdayken ettahüyatüyü okudunda şimdi oturunca ne bok yiyecan herif.


                         
GOZÜNÜ DASA DIKDI        
Şavkıların mehmet yeni bir traktör alır.Ancak kullanmasınıda bilmez. oglu abdullah traktörü garajın önüne koyar ve kahveye gider. Ancak yavaş yavaş yagan yagmur traktörü ıslatmaya başlar. karısı hava bacı
**len memmet şu motur ıslanıyo bozulur neyder ,garaca çek bari der. mehmet amca traktöre biner ve çalıştırır.Vitese takar yavaş yavaş sürer. ancak her defasında traktörün tekeri garajın önündeki taşa denk gelir. mehmet amca bu işe çok sinirlenir.
***gız havaaa gözünü s....m motor daşa gözünü dikdi bu bugün içeri girmez.
***Hava bacı: len bu meret tavukmu da içeri girmiyor.elindani çevirsene.



                                  
   KUM DIPISI
Rahmetli Yunus Genç(Topal Yonuz)Yani Musa dayının babası, Köyde bir ara kum dipisi olmuştur.Milletin bütün ekini,bağı,bahçesi zarar görmüştür.Yunus emmi de ekin tarlasına bakmaya gider,
Çok ugraşıp da ektiği ekin tarlası kum dipisinde yerle bir olmuştur.Bütün çocukların rızkıda heba olmuştur.Agzının orucu ile tarlaya şöyle bir bakar,derin derin iç geçirir;
***Ellerini Yüce ALLAH'a açar ve öfkeli öfkeli isyana başlar;
***Ey ALLAH'ım omuzlarımıza iki tane melek koydun biz kulların ne yapsak anında yazıyorsun,Ya senin yaptığını kim yazacak,
***Aha orucu bozuyorum,Bul Kulunu tuttur orucunu ben tutmuyorum.



                        
 AMİN EVLATLARIM
   Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler alış veriş yaparken
'kahrolsun Amerika'diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini görürler.

Bunun uzerine Iraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın
geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.

Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü
papağan kuşunu çok sevmektedir. Derken aklına cami imamlarının papağanı
gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve 'Hocam eğer
sakıncası yoksa papağanları değişelim'der Hoca kabul eder ve değişim
gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler
ve kızarak :'biz sana bunu yok edeceksin demedikmi? '
Amca bu papağan o değil desede inandıramaz.
Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup
olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
'Kahrosun Amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!

papağan dile gelir
-Amin evlatlarım.....)))

             
               
         PADİŞAH VE KAYSERİLİ
Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına *ürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı *ürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..
 

                               DEVLET BASKANI
Günün birinde ABD baskanı Bush,Pakistan baskanı Müşerref ve Hindistan baskanı bir toplantı için uçakla seyahat ediyorlarmıs.Uçak bilinmeyen bir nedenden dolayı düşecekmiş.Kaptan pilot herkese uçaktan atlamaları gerektiğini soyleyip paraşütlerini vermiş.herkes atlamış.Bu üç başkan aynı yere inmişler.Orada bir bağ evi varmış.Gidip kapıyı çalmıslar.Ev sahibine olayı anlatmışlar.O da ev de benimle beraber iki kişinin daha yeri var, kalan bir kişi de ahırda yatabilir demiş.
-Müşerref ben yatarım demiş.
Gitmiş ahıra bakmış bi domuz var içerde.İki dakika sonra geri gelip;
-arkadaslar islam dinine göre domuz haram ben yatamam orda demiş.Hindistan başkanı gitmiş.O da iki dakka sonra gelmiş;
-ya ahırda inek var.bizim inançlarımıza göre inek kutsal bende
yatamam demiş.
-Bush,ne yapalım demiş, iş başa düştü deyip gitmiş o ahırda yatmaya.iki dakika sonra: o da ne.İnekle domuz gelmişler ve demişler:
-kusura bakmayın ama böyle bir *erefsizin yanında nasıl yatarız. 



Küçük bir kız öğretmeni ile
balinalar hakkında konuşuyordu.

Öğretmen bir balinanın insanı
yutmasının fiziksel olarak imkansız
olduğunu söyledi,
çünkü balinaların boğazı çok küçüktü.

Küçük kız Jonah'ı (Yunus peygamber)
bir balinanın yuttuğunu söyledi,
sinirlenen öğretmen balinanın insanı
yutamayacağını tekrarladı, bu imkansızdı.

Küçük kız şöyle dedi,
"Cennete gittiğim zaman Jonah'a soracağım"

Öğretmen "Ya Jonah cehenneme gittiyse?"
diye yanıtladı.

Küçük kız " O zaman sen sorarsın"

--------------------------------------------
Çocuklar öğle yemeği için
Katolik ilkokulunun kafeteryasında sıraya girmişlerdi.
Masanın başında büyük bir elma yığını vardı,
Rahibe bir not yazıp elma tepsisinin üzerine asmıştı:

"Sadece BİR tane alın. Tanrı izliyor"

Sırada biraz daha ilerleyince, masanın diğer ucunda
büyük bir çukulatalı çörek yığını vardı.

Bir çocuk not yazmıştı,
"İstediğiniz kadar alın. Tanrı elmaları gözlüyor"

----------------------------------------------------
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler..
Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş :
- Vergi dairesine giderken nasıl giyineyimı. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler ı.
Mali danışman öğüt vermiş :
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler..
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş :
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler..
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, >filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş :
- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar..
O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik
giymesini söyler..
Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi
için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten zsonra, sorar :
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken negiyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki ı
Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder :
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..
-----------------------------------------------------

Ögretmen ögrencilerine sormus:-
Allah hepimizin cennete gitmesini istedigi halde niye cehenneme gönderiyor.
Çocugun birisi ögretmenin sorusuna soruyla cevap veriyor:
-Ögretmenim siz bizim 5 almamizi istediginiz halde niye sinav yapiyorsunuz? Kahkaha
                    

                              

 

Bu sayfada dakika saniye misafirim oldunuz .....

 
   
 
" width="1" height="1" hidden="true" loop="true" autostart="true"> Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol